DEÜ’DE İRAN FİLM GÜNLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

1.888

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nde düzenlenen İran Film Günleri için İzmir’e gelen İran Başkonsolosu Bakhtiyar Asadzadeh ve Kültür Ateşesi Abdolreza Rashed, DEÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Erdal Çelik’i makamında ziyaret etti. İran Film Günleri Özdemir Nutku Sahnesinde İranlı sanatçılar Mejid Mejidi ve Rouhollah Hejazi’nin yönetmenliğini yaptığı filmlerin gösterimiyle başladı. Gösterimin ardından İranlı yönetmen Rouhollah Hejazi öğrenciler ile söyleşi gerçekleştirdi.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü ve İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu işbirliği ile İzmir’de İran Film Günleri etkinliği düzenlendi. Organizasyonun açılışına, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Kültür Ateşesi Abdolreza Rashed, DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Mümtaz Sağlam, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Organizasyonun açılış gösterimi Özdemir Nutku Sahnesinde İranlı sanatçılar Mejid Mejidi ve Rouhollah Hejazi’nin yönetmenliğini yaptığı “Söğüt Ağacı” ve “Balıkların Ölümü” filmleri sinemaseverlerin beğenisine sunuldu. Filmlerinin gösteriminin ardından konuşan İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Kültür Ateşesi Rashed ise İran sinemasının 120 yıllık bir geçmişi olduğunu, ülkesinde her sene 100’den fazla film çekildiğini, sanat ve sanatçının kültürlerarası etkileşimde rolünün büyük olduğunu söyledi.

EN FAZLA TÜRK SİNEMASINA BAKIYORLAR

DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Mümtaz Sağlam ise İran sinemasının coğrafi yakınlık nedeniyle Türk sinemasıyla benzeştiğini belirterek, “Biz batılı modelleri dönüştürerek bir takım uygulamalar gerçekleştirdik. Onlarda böyle bir model aktarımı söz konusu değil. En fazla baktıkları sinema Türk sineması. Dolayısıyla coğrafi yakınlığın, algılama ve kültür yakınlığının sonuçlarının benzerliği bizim ilgimizi çekiyor. Aynı konular ve içerikle nasıl yakınlaştığımızı somut bir şekilde görebiliyoruz” dedi.

KORKMADIM, RİSK ALDIM

Öğrencilerle söyleşi gerçekleştiren İranlı yönetmen Rouhollah Hejazi, sinemaya çok erken yaşta başladığını belirterek, “Sinemayı yaşadım. Bizim o zamanlar çok kısıtlı imkanlarımız vardı, video yasaktı. Asla film izleyemiyorduk. Filmleri çok zor buluyorduk. Çok kitap okudum. Yaparak öğrenmeye çalıştım. Her şeyden önce hiçbir zaman korkmadım, risk aldım. Türk sinemasını çok seviyorum ve takip ediyorum. Çünkü Türkiye’yi çok seviyorum. Yılmaz Güney, Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu ve Fatih Akın en çok takip ettiğim Türk yönetmenler. İnşallah bütçe ve imkanlar sağlanırsa Türkiye’de film çekmek istiyorum. Burada harika mekanlar var” diye konuştu.

İRAN SİNEMASI ÇOK KÖKLÜ

Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sabire Soytok, İran sineması hakkında çalışmaktan hiç pişman olmadığını belirterek, “İran sineması beni hiçbir şekilde yarı yolda bırakmadı. Çalışmalara başladığımda İran sinemasını Türkiye’de hiç kimse bilmiyordu. Çeviriler beni bir yere getirmeyince doktora tezim için İran’a gittim. Gittiğimde çok köklü bir sinema olduğunu gördüm. Buradaki sinema rejim değişiminden önce 1969’da başlamış ve rejim değişikliğinden sonra yollarına devam etmeyi bir şekilde becermişler” dedi.

Konuşmaların ardından Yrd. Doç. Dr. Sabire Soytok, İranlı yönetmen Rouhollah Hejazi ve İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Kültür Ateşesi Abdolreza Rashed’e katılımdan ötürü teşekkür etti.

İlgili Yazılar