TÜRKİYE’NİN EKONOMİSİ; SORUNLARI, ÇÖZÜMLER, HEDEFLER KONULU TOPLANTI SONUÇ BİLDİRİSİ
14 Ağustos 2018 günü Dokuz Eylül Üniversitesi ev sahipliğinde üniversitelerin, odalar, borsa, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile ilgili kurumların işbirliğinde düzenlenen, güncel ekonomik gelişmeler toplantısı sonuç bildirisi;
Ülkemiz son derece hareketli ve yoğun bir dönemden geçmektedir. Dövizde yaşanan dalgalanmalar, ABD merkezli spekülatif hareketler, Türkiye ekonomisini krize sokma gayretleri ve durumdan kendine pay çıkarmak isteyen içerideki karanlık güçler; bu olumsuz sürecin halkalarını oluşturuyor. Buradaki temel amaç, refah ekseninde büyüyen Türkiye ekonomisini engellemeye; halkımızı ve onun seçilmiş meşru hükümetini dar boğaza sokmaya dayanıyor.
Halkımızın birlik ve beraberliğini; devletimizin bütünlüğünü doğrudan hedef alan bu durum, bizleri de son derece rahatsız etmektedir. Dolayısıyla halkımıza, çaresizlik ve yitirilmişlik duygusu üzerinden yapılan algı operasyonlarını; ekonomik yaptırımlar adı altında özgürlüklerine müdahale edilmesini, görmezden gelmemiz mümkün değildir. Bizler durum değerlendirmesi yaparak, ortak bir açıklama yapmak için bir araya geldik.
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alan Türkiye, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla sıralamasına göre en büyük ekonomilerinden birisi olarak gösterilmektedir. Ülkemizin geçtiğimiz yıl yakaladığı yüzde 7,4’lük büyüme hızı, Avrupa Birliği ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinin ortalamasının üzerinde bulunurken; bunda sanayi üretimine yönelik desteklerin; ithalatta bağımlılığı azaltacak önlemlerin ve katma değeri yüksek ürünlere yönelik desteklerin katkısı tartışılmazdır.
Geçtiğimiz yılı yaklaşık 157 milyar dolar ihracatla kapatan Türkiye’nin yeni pazarlara yönelmesi; ekonomik kalkınma hamlesinin de temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır. Kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolar bandının üzerine çıkması; kamu kaynaklarının etkin kullanılarak birçok projenin hayata geçirilmesi; istihdam odaklı teşviklerin sağlanması; kalkınma stratejilerinin yenilenebilir enerji, Ar-Ge, inovasyon gibi verimliliği ön plana alacak alanlara odaklanması, Türkiye ekonomisinin son yıllarda en önemli kazanımlardan bir kısmını teşkil etmektedir.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle birlikte bürokratik engellerin ortadan kaldırılması; KOSGEB ve İŞKUR gibi istihdam ve yerli üretim anlayışını geliştirecek yapıların etkinliğinin artması da ülkemizde yatırım yapılabilir bir ortamın hazırlanmasına öncülük etmektedir. Yaşanmakta olan son gelişmeler, yatırım yapılabilir stabil bir ortamda döviz kurlarına bağlı yaşanan hızlı değişimleri, diğer bir değişle satır aralarını, doğru şekilde okumamızı gerekmektedir.
Türkiye ekonomisi 20 yıl önceki zayıflıklarını ya da zaaflarını ortadan kaldırmış durumdadır. Küreselleşen piyasalara başarıyla entegre olan ekonomimiz, daha güçlü, daha esnek ve derinliği olan bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla dövizde yaşanan dalgalanmaları öncelikle siyasi ve spekülatif girişimlerle değerlendirmek gerekmektedir. Bunu ekonomik bir savaş olarak söylemek de mümkündür.
Seçilmiş ilk Devlet Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın basına da yansıyan açıklamalarında, “Ekonomide, fakir fukaranın rızkının finans lobilerine peşkeş çekilmesine göz yummadık. Döviz kurundaki gelişmelerin, ekonomik hiçbir temeli olmadığı, tamamen ülkemize bir saldırı mahiyeti taşıdığı herkesin ortak tespitidir. ” ifadeleri de bunu doğrulamaktadır.
Türkiye sahip olduğu güçlü bankacılık sistemi, iyi işleyen sosyal güvenlik yapısı, çözüm odaklı dinamik sanayi gücü ile kısa sürede yaşanılanların üstesinden gelecektir. Türkiye üzerinden, ABD tarafından tırmandırılan olumsuz algı, sadece ülkemizi değil, Çin, Rusya, İran, Avrupa ve Kanada’ya kadar pek çok ülkeyi, ekonomik bakımdan hedef almaktadır.
Döviz fiyatlamasındaki artışlar, ABD merkezli siyasi söylemlerle desteklenerek ülkemizin ekonomik gücüyle uyumlu olmayan fiyatlamalara neden olmaktadır. Ülkemize yönelik meşru olmayan siyasi söylemler piyasalarda panik havası yaratma çabasının yansımasıdır.
Türkiye’yi zora sokma çabalarının, ülkemiz tarafından fırsata dönüştürüleceği de açıktır. Toplumun her kesiminde birlik, beraberlik isteği ve iradesi bulunmaktadır. Bu durum toplumsal ve ekonomik güven ortamını devam ettirecektir.
İlgili kurumlarımız, kamuoyunu doğru ve zamanında bilgilendirmeye devam etmektedir. Bu konuda dayanışma ve ortak mücadelenin sağlanması için başta toplumun tüm paydaşlarının dayanışma içinde olması gerektiği açıktır.
Yüz Günlük Eylem Planı’nın başarıyla gerçekleşeceğine dair inancımız tamdır. Orta ve uzun vadede ise, alınan ve alınacak önlemler, sadece Türkiye’nin makro ekonomik sorunlarını gidermekle kalmayacak, aynı zamanda AB, komşu ve çevre ülkeleriyle işbirliği fırsatlarını da ortaya çıkaracaktır.
Türkiye ekonomisi, cari açık ve enflasyon gibi makro sorunları, orta ve uzun vadede alacağı önlemlerle çözebilecek güçtedir. Son günlerde yaşananlar ülkemiz ekonomisinin gerçek verileriyle uyumlu değildir.
Cumhurbaşkanımızın açıklamasında da belirttiği gibi, “Türkiye, ismini kapatıp ülkemizin ekonomik verilerini yerli yabancı, dost düşman kime gösterirseniz gösterin ortada bir gariplik olduğunun” fark edileceği bir ülkedir.
Toplantı sonucunda geldiğimiz noktada görüşümüz şudur ki söz konusu vatansa gerisi teferruattır anlayışından hareketle aziz milletimizle beraber birlik ve beraberlik ruhunu taşımaya devam edeceğiz.
Çünkü biz tarafız. Tarafımızda şehitlerimizin kanıyla kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatleri doğrultusundadır.
‘HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ’
İzmir’in yerel ekonomik dinamiklerinin temsilcileri olarak üniversitelerimizin de katkısıyla Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bu toplantının sonucunda tam bir birlik ve beraberlik içindeyiz. Bu konudaki duruşumuzu ve duygularımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
SONUÇ BİLDİRİSİNE KATKIDA BULUNAN KURUM, KURULUŞLAR VE İSİMLER
– Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü : Prof. Dr. Nükhet HOTAR
– Ege Üniversitesi Rektörü : Prof. Dr. Necdet BUDAK
– İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü : Prof. Dr. Mustafa GÜDEN
– İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü : Prof. Dr. Saffet KÖSE
– İzmir Bakırçay Üniversitesi Rektörü : Prof. Dr. Mustafa BERKTAŞ
– İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü : Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER
– Yaşar Üniversitesi Rektörü : Prof. Dr. M.Cemali DİNÇER
– Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü : Prof. Dr. Mazhar BAĞLI
– Ege Bölgesi Sanayi Odası Yön. Kur. Başkanı : Ender YORGANCILAR
– Ege İhracatçı Birlikleri Yön. Kur. Başkanı : Jak ESKİNAZİ
– İzmir Esnaf ve San. Od. Birliği Yön. Kur. Başkanı : Zekeriya MUTLU
İzmir Ticaret Borsası Yön. Kur. Başkanı : Işınsu KESTELLİ
– İzmir Esnaf Ve Sanat. Kredi Kef. Koop. Başkanı : Salahaddin HÜNÜ
– Ege Genç İş Adamları Der.(EGİAD) Yön. Kur. Başkanı : Aydın Buğra İLTER
– Müstakil San. Ve İşadamları Dern. İz.Şub. Yön. Kur. Bşk. : Ümit ÜLKÜ
– Ege Sanayici İş Adamları Derneği (ESİAD) Yön. Kur. Bşk. : Fadıl SİVRİ
– Tüm Sanayici Ve İşadamları Derneği İz. Şub. Başkanı : Erkan ÇORUK
– İzmir Sanayici Ve İşadamları Derneği (İZSİAD) Başkanı : Hasan KÜÇÜKKURT
– Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) Yön. Kur. Başkanı : AV. Nilhan ANTİTOROS
– Türkiye Genç İşadamları Ege Şubesi (TÜGİAD) Başkanı : Can YAVAŞ
– Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Yön. Kur. Başkanı : Mehmet Ali SUSAM
– İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Genel Sekreteri : Dr. Mehmet YAVUZ
-Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Ulusl. Giriş. Böl. Öğr. Üyesi :Prof. Dr. Cem KILIÇ
-Gazi Üniv. İİBF, Çalışma Ekonomisi ve End. İliş. Böl. Öğr.Üyesi :Prof. Dr. Erdinç YAZICI
– DEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili :Prof. Dr. Kamil TÜGEN
– DEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölüm Başkanı :Prof. Dr. Zeynep ARIKAN
– DEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı :Prof. Dr. Göktuğ Cenk AKKAYA
– DEÜ Bölgesel Kalkınma ve İşletme Bil. Araş. ve Uyg.Mer. Müd. Yard. :Doç. Dr. İbrahim ARAP
– DEÜ İzmir İli Stratejik Plan., Yönetişim, Araş. ve Uyg.Mer Müdürü :Doç. Dr. Yunus Emre Özer
– DEÜ Aile Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (ALAUM) Müdürü :Prof. Dr. Asuman ALTAY