ÜNİVERSİTE SENATOSU KARARI

7.622

Toplantı Tarihi: 13.08.2018                                                                          Toplantı Sayısı: 491

KARAR 2-  Ülkemizin huzur, güven ve istikrar ortamını bozmaya yönelik ABD kaynaklı uluslararası girişimler karşısında Üniversite Senatosu olarak aşağıdaki açıklamanın kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir.

 Ülkemizin huzur, güven ve istikrar ortamını bozmaya yönelik ABD kaynaklı uluslararası girişimler karşısında Dokuz Eylül Üniversitesi Senatosu açıklamasıdır:

Türkiye, dünyanın sayılı ekonomik güçlerinden biri olarak; siyasi istikrarı yakalamış, milleti ile devleti bütünleşmiş, uluslararası barışa öncülük etmiş, mazlumların ve mağdurların her daim hamisi olmuş büyük bir ülkedir. Suriye’den Somali’ye; Haiti’den Ekvator’a; Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar dünyanın birçok bölgesine samimiyetle yardım elini uzatan devletimiz, NATO’daki varlığıyla şer odaklarına karşı ön saflarda yer tutmuş ve son yıllardaki başarılı yükselişiyle de bölgesel aktör olması yanı sıra küresel güç olma yolunda da ilerlemiştir.  Türkiye’nin bu anlamlı ve güçlü duruşu, son günlerde bir takım çevreleri rahatsız etmiştir.

Sahip olduğu gücü aziz milletimizin asil ve kararlı duruşundan alan ülkemizi, bazı oyun ve tehditlerle sözde ekonomik birtakım yaptırımlarla sindirmeye çalışmak, son derece tehlikeli ve düşmanca bir tutumdur. Türkiye’nin seçilmiş ilk Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde milli iradenin söz sahibi olduğu ülkemizin huzur, güven ve istikrar ortamına yönelik karanlık girişimler başlatılması ve aziz milletimizin varlığına kast edilmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Senatosu olarak bizleri, derinden rahatsız etmiştir.

Türkiye, demokrasinin işlediği sosyal bir hukuk devletidir. Kanun yapma güç ve iradesini bağımsız ve özgür yönetim anlayışını aziz milletimizden alan ülkemiz, her kararını kendi vicdani kanaati ile alır ve uygular. Devletimiz, adli ve idari kararları, hukukun üstünlüğü ve bağımsızlık ilkesi içinde kendisi değerlendirir; bunun için hiçbir güç ve iradeden icazet almaz.

Milletimizin tarihi, bunun sayısız örnekleri ile doludur. Bugün ise ABD Başkanı Donald Trump’ın din adamı olduğu iddia edilen bir kişinin adli vakasını bahane göstererek akla hayale gelmedik girişimleri, açıklamaları, manipülasyonları son derece üzüntü vericidir.

ABD halkının temsilcisi sıfatı ile görevini insani sorumluluk ve evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde değerlendirmesi gereken bir kişinin hasmane bu tutumu, hayatın ve uluslararası diplomatik ilişkilerin gerçekleriyle uyumlu değildir.

Halkımız, yüzyıllardır her dinin mensubunu canı gönülden kucaklamayı bilmiş; etnik ve dinsel farklılıkları kendi zenginliği olarak görmüştür. Buna rağmen; 15 Temmuz Gecesi, hain bir eylem planı ile aziz milletimizin sırtına hançer saplamaya kalkan FETÖ elebaşını korumak ve kollamak da maalesef bugünkü ABD yönetiminin görevi haline gelmiştir. Bu durum, dostluk ve müttefiklikle asla bağdaştırılamaz.

Bizler, evrensel bilim anlayışımız, milli ve yerli duruşumuzla hakikati olduğu şekliyle göstermekte kararlıyız. Bu gerçeklikten yola çıkarak söyleyebiliriz ki; ülkemizi zor duruma sokmaya yönelik başlatılan döviz spekülasyonlarının, doğrudan ya da dolaylı yaptırım kararlarının ülkemizde kabul görmesi veya karşılık bulması mümkün değildir. Milletleri haksız yere zarara uğratmaya ve yok etmeye yönelik girişimler, etkisiz kalmaya mahkûmdur. Tarih tekerrürden ibarettir. ABD yönetiminin bir milleti yok etmek uğruna verdiği mücadele ve yaşadığı hüsranı hatırlaması için Vietnam’daki anılarına bakması yeterlidir.

Türkiye üzerinde ekonomik gerekçelerle baskı rejimi kurmaya ve hayal operasyonları gerçekleştirmeye çalışanlar, mutlaka kaybedecektir. Dünyanın merkezine kendisini koyarak; diğer bütün ulusları yok saymaya çalışmak, ekonomik savaşlar başlatmak, algı operasyonları yürütmek, hiçbir zaman kabul görmez. Bilim insanları olarak düşüncemiz şudur ki; halkımızı ve piyasaları tedirgin etmeye yönelik girişimler, asla kabul edilemez. Ülkemiz, sanayicisinden esnafına öğrencisinden bilim insanına kadar toplumumuzun her kesimi ile bu tür zorba girişimleri bertaraf edecek güçte ve inançtadır.

Türkiye’yi yıldırmaya yönelik girişimler, Çanakkale’de, Kocatepe’de, Kıbrıs’ta, Suriye’de ve 15 Temmuz’da olduğu gibi ekonomik cephede de sonuçsuz kalacaktır. Bizler, halkımızın ve vicdanımızın sesini dile getirmekten asla geri kalmayacağız. Dokuz Eylül Üniversitesi Senatosu olarak, aziz milletimizin, baki devletimizin ve seçilmiş irademizin her zaman yanındayız.

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

 

 

İlgili Yazılar